Şanlıurfa 1 Şubesi

Çeyrek asırlık mücadelenin öncüleriyle buluştuk

İnsana eşrefi mahlûkat olma hazzını yaşatan bu değerler arasında ‘vefa’, ‘vefalı olma’, ‘vefa gösterme’ şüphesiz ayrı bir öneme sahiptir.

Erdemliler hareketinin öncüsü, Kudüs Şairi, Yedi Güzel Adam’ın sivil toplumcusu ve Eğitim Bir Sen,Memur-Sen’imizin kurucusu Mehmet Akif İnan da, ‘Bütün giysileri yırtsak yeridir. Yeter bana vefa elbiseleri’ diyordu.

14 Şubat 1992 tarihinde, “Çağı kurtarmanın bir eylemidir /Çağ dışı görünen ilgimiz bizim” diyerek ve gelenekten beslenerek geleceği aydınlatmak üzere yola çıkan Mehmet Akif İnan ve 14 arkadaşı tarafından kurulan Eğitim-Bir-Sen, hak, adalet, barış, emek ve özgürlük mücadelesinde 25 yılı geride bırakmıştır. Mehmet Akif İnan, başta olmak üzere, ahirete irtihal edenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Onları minnetle, şükranla anıyorum.

Öncülerin ve önden gidenlerin rehberliğindeki kutlu yürüyüşümüz çeyrek asrı buldu. ‘Bir’le başladık, ‘binleri, on binleri, yüz binleri’ aştık, yarım milyona doğru yürüyoruz. ‘Çağ dışı görünen ilgimiz’ çağa damgasını vuruyor. Geldiğimiz bu güzel noktayı sizlere, öncülerimize borçluyuz. Bugün geldiğimiz noktadan yarının uzak ufuklarına umutla bakabiliyorsak, zirveden yeni ufuklara destanlar yazıyorsak, dünü yazan siz kahramanlar sayesindedir. İlk yıllarını, sendikayı yaşatma konusunda karşılaşılan ekonomik yoksunluklar, yasal bir zeminin bulunmamasından kaynaklanan örgütlenme güçlükleri ve geçmişteki sendikal örgütlenmelerin getirdiği kirliliğin oluşturduğu psikolojik bariyerlerle mücadeleyle geçiren Eğitim-Bir-Sen, emekleme safhasını henüz atlatmış olduğu bir zamanda da millete ve değerlerine yönelik en büyük saldırılardan biri olan 28 Şubat süreciyle karşı karşıya kalmıştır. Millete karşı yapılan bu darbe, milletin bağrından çıkan ve milletin yanında saf tutan Eğitim-Bir-Sen’i derinden etkilemiştir.

2001 yılında çıkarılan 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun ardından hak ve özgürlük faaliyetlerine hız veren Eğitim-Bir-Sen, eylem ve söylemlerini duygu dünyasına, iradesine, özlem ve umuduna tercüman olarak gören eğitim çalışanlarının dalga dalga katılımıyla sürekli büyümüş, 2011 yılında genel yetkili sendika, Mayıs 2016 itibarıyla 400 bini aşkın üye sayısıyla Türkiye’nin en büyük sendikası ve sivil toplum örgütü olmuştur. Türkiye’nin her demokratik kazanımında mutlaka Eğitim-Bir-Sen’in teri, payı ve imzası vardır. Eğitim-Bir-Sen, uluslararası kirli, karanlık odakların içerideki işbirlikçileri ile tezgâhladıkları ihanetlere karşı haklı olmanın verdiği güç ve cesaretle durmuş; 28 Şubat, 27 Nisan, 17-25 Aralık, 15 Temmuz gibi, millete karşı yapılan her türlü gayrimeşru ve hain girişimde, birileri evlerine gizlenirken, biz alanlardaydık ‘hâkimiyet milletindir’ diyerek meydanlara çıkmış, haksızlıkların karşısında, mağdur ve mazlumların yanında yer almış; ırkına, diline, dinine, rengine bakmadan dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan mezalime gereken tepkiyi göstermiştir. İnsan hak ve özgürlüklerinin geliştirilmesi, 28 Şubat gibi antidemokratik dönemlerde gerçekleştirilen hak ihlallerinin ortadan kaldırılarak hakları gasp edilen kamu görevlilerinin haklarının iadesi noktasında Eğitim-Bir-Sen büyük çaba göstermiştir. Dayatmalar ve hak ihlalleri Eğitim-Bir-Sen’in teklifleri, girişimleri ve mücadelesiyle sona erdirilmiş; 8 yıllık kesintisiz eğitim yerini 4+4+4 eğitim sistemine bırakmış, katsayı adaletsizliği ve başörtüsü yasağı başta olmak üzere, birçok haksız uygulama tarih olmuştur. Bunların yanı sıra seçmeli Kur’an-ı Kerim, Peygamber Efendimizin Hayatı, Temel Dinî Bilgiler derslerinin okutulması ve yeni müfredat çalışmaları, Eğitim-Bir-Sen’in kararlı mücadelesi sonucu mümkün olmuştur. Türkiye’nin demokratikleşmesi yönünde atılan adımları hep destekledik

“2010 Anayasa Reformu Paketi’ni ‘yetmez ama evet’ diyerek destekleyerek Sendikal zeminin güçlendirilmesi mücadelesinin öncüsü olan Eğitim-Bir-Sen, sendikacılığı toplu görüşmeli, yaptırımsız sendikacılıktan, toplu sözleşmeli ve atılan imzanın gereğinin yapılmasının zaruri olduğu sendikacılığa taşımıştır. Eğitim-Bir-Sen’in ve Memur-Sen’in temsil ettiği toplu sözleşmelerde kamu görevlileri en önemli kazanımları elde etmiştir. Her türlü sıkıntıyı ve sevinci birlikte paylaşmayı, günü kurtarmak yerine geleceği garanti altına almayı hedefleyerek hizmet sendikacılığının adresi haline gelen Eğitim-Bir-Sen, üyelerine verdiği hizmetin kalitesinin yüksek olmasına gayret etmiş, üyelerinin ihtiyaç duyduğu her alanda ve zamanda yanında yer almıştır. Slogan değil, iş yapmak, sorunların çözümüne katkıda bulunmak derdindeyiz. Slogan atmak kolaycılığına kaçmadık, sorunlardan beslenmedik, çözümlerle güçlendik. Yürüyüşümüzü, yol haritamızı ‘İşe, içe ve dışa yolculuk’ olarak belirledik. Sesi değil, sözü yükselteceğiz dedik.

Sendikacılığımızı, sivil toplum örgütçülüğümüzü, bir yandan ülkemizin mütedeyyin insanlarını özgürlüklerine vurulmuş prangalarından kurtarmak, milletimizin büyük bir kısmını yok sayan ötekileştirme çukurlarını kapatmak, kadim kardeşliği hâkim kılarak kucaklaşmak için kullanırken, diğer yandan da insanlığın mazlum ve mağdur kitlelerinin yardım eli olmanın, zulme ve zalime direnişin merkezi yaptık. Biz bu toprakların değerlerini ıskalamadan, derdimizi, başta kendi medeniyet coğrafyamız olmak üzere, bütün insanlığa anlatmaya çalışacağız. Çünkü biz kökü mazide olan atiyiz. Çünkü biz, çağın yangınını söndürmeye ahdetmiş topluluğuz. Çünkü biz, adil bir dünya için yola çıkmış olanlarız. Bu uğurda ter akıtmaya devam edeceğiz.

İlimizde 1992 yılında kurucu başkanımız İhsan ŞENOCAK Bey ve ekibi ile başlayan sendikacılık, Mehmet KÜÇÜK, Mehmet SARMIŞ, Mehmet AYDOĞDU, Necmettin ÇETİNTAŞ, Suphi ÇİCEK bey ve ekibiyle devam etmiş ve ekibiyle günümüze güçlü bir şekilde gelmiştir. İlçelerimizde de bir çok arkadaş bu davaya omuz vererek bu gün ilimizde ve tüm ilçelerimizde Eğitim Bir Sen bu arkadaşlarımız sayesinde yetkili ve etkili sendika olmuştur. O günlerde atılan tohumlar bu gün yeşermiş ve meyvelerini vermeye başlamıştır. Aynı zamanda tüm ilçelerimizde yetkili sendikadır. Bu sizlerden aldığımız güçle elde edilmiştir. Hepinize verdiğiniz emekten dolayı teşekkür ediyoruz.

Eğitim-Bir-Sen olarak, 25 yıldır, hakkın, adaletin, barışın, emeğin ve özgürlüklerin mücadelesini vermiştir, bundan sonra da bizler bu uğurda mücadeleyi sürdüreceğiz. Sendikacılığımıza başlarken, sağa sola bakmadan, ‘ben varım’ demeyi ama bireysel olarak değil, örgütsel olarak ‘varım’ demeyi ilke edinmiştik. Bu doğrultuda yüzlerce saat konuşulacak zaferlerimiz, duruşumuz var. Vefa ekenler vefa bulacaklar, gerçeğinin farkında olan bir teşkilatız, bu minvalde vefa toplantıları yapıyoruz. Bunu yaparken tek gayemiz Allah’ın rızasını kazanmaktır. Bugün, ömürlerini, bedenlerini ve akıllarını Allah’ın rızasını kazanmaya adamış vefalı insanlar olarak bir kez daha kucaklaşıyoruz. Bir kez daha vefayı iliklerimize kadar yaşıyoruz. Ama son kez yaşamayacağız. Bugün burada yaşanan bu sahneler biz yaşadığımız sürece Eğitim Bir Sen var olduğu sürece, yaşanmaya ve yaşatılmaya inşallah devam edecektir.

Vefa’ya önem veren Eğitim-Bir-Sen olarak, 25. yaşımıza ulaşmanın mutluluğunu yaşarken, başta kurucu Genel Başkanımız Mehmet Akif İnan, yakınlarda kaybettiğimiz ahirete irtihal eden öncülerimizi rahmetle anıyor; bayrağı Mehmet Akif İnan’dan devralarak bizlere ulaştıran genel başkanlarımıza ve siz sendikamızın her kademesinde görev yapmış bütün öncü başkan, başkan yardımcısı, İlçe temsilcilerimize, Genç Memur-Sene ve kadın komisyonu kollarımıza; emek, ömür ve gönül veren herkese şükranlarımızı sunuyoruz.

?