Milli Eğitim yöneticileri ve merkez okullarımızın müdürleriyle istişare toplantısında bir araya gelen şubemiz Şanlıurfa’nın sorunlarını masaya yatırdı.
Şube Başkanımız İbrahim Coşkun, açılış konuşmasında Şanlıurfa’da görevli olan hizmetli, memur ve öğretmenlerin çalışma azminin ve iş barışının yöneticilerin sorumluluğunda olduğunu belirtti. Coşkun şöyle devam etti: “Değerli müdürlerim, Şanlıurfa ne yazık ki Türkiye’nin en çok öğretmen değiştiren ili. Öğretmen sirkülasyonunun bu kadar yoğun olduğu bir ile ilk atanan personel için muhatap olduğu yöneticinin tavrı çok önemlidir. Gelen her öğretmenin gözünün kapıda olmasının birçok gerekçeleri var elbette. Ancak bu öğretmenlerimizi Şanlıurfa’da tutabilmenin yollarını aramak hepimizin boynunun borcu. Taşıdığımız kurumsal kimlik temsiliyeti ne kadar kucaklayıcı olursa gelen arkadaşlardan o kadar verim alırız.”
“Eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer zamanında her fırsatta örselenen yöneticilerin sorunlarını görmezden gelerek sendikacılık yapılamayacağının farkındayız. Aşağılanan, hor görülen, itibarsızlaştırılan bir camianın mensubu olmak istemediğimizi her fırsatta haykırdık. Yeni Bakanımız Sayın Nabi Avcı geciktirmeden eğitim çalışanlarının huzurunu bozan her uygulamayı gözden geçirmeli ve gerekli düzenlemeleri yapmalıdır.” diyen Coşkun, yeni yayınlanan Yönetici Atama Yönetmeliğinin Bakanlığın Dinçer dönemini hatırlatan izler taşıdığını söyledi. İbrahim Coşkun konu ile ilgili şöyle konuştu: “Bizler Sayın Bakanımızdan umutluyuz, umudumuzu kaybetmek istemiyoruz. Ancak yeni yayınlanan yönetmelik yine sendikaların görüşlerinden uzak, paydaşları görmek istemeyen, yönetici adaylarının ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzak bir içeriğe sahip. Anlamak da anlatmak da zor. En kısa zamanda bir revizyon gelmezse Genel Merkezimizin hazır beklettiği dava dilekçesi yürürlüğe konulacak.”
Kamuda kılık kıyafet serbestliği için düzenlenen imza kampanyasına değinen Coşkun, toplanan imzaların bir rekor olduğunu ve bu iradeye kayıtsız kalınamayacağını söyledi. Darbe dönemlerinin ürünü yasakçı yönetmeliklerin hiçbir yasal dayanağı olmadığı halde, cuntacılar tarafından zorla hayata geçirildiğini belirten İbrahim Coşkun şöyle devam etti: “Yasası olmayan bir yasağın yönetmelik veya genelge marifetiyle hayata geçirilmesi eski dünya ülkelerinde görülebilecek bir şeyken, ne yazık ki her on yılda bir bu milletin başına bela olan darbeciler bunu hayatın parçası haline getirmişlerdir. Ancak şimdi sizlerin desteğiyle toplanan bu imzalar Türkiye’nin önemli bir kesiminin bu ve buna benzer şekilci yasakların çöp sepetine atılması gerektiğini göstermiştir. Eğer hükümet bu hafta içinde bir adım atmazsa 18 Mart’tan itibaren sivil itaatsizlik eylemine başlıyoruz. Eylemin süresi ve detayları daha sonra sizlerle paylaşılacaktır.”
Bu yıl Şanlıurfa’daki üye hedefi olan 5 bine ulaşmak üzere olduklarını belirten Coşkun, bu yolda kendilerine destek olan herkese teşekkür etti. Toplantı yöneticilerimizin de çeşitli konulardaki görüş, analiz ve önerilerini paylaşmasının ardından sona erdi.