Şubemiz, “Ben Öğretmenim” şiir dinletisi ve müzik gecesi düzenledi. İlde göreve yeni başlayan öğretmenlerle mevcut eğitim çalışanlarını bir araya getiren gecenin açılış konuşmasını yapan Şube Başkanımız İbrahim Coşkun, sözlerine, Eğitimci-Yazar Henry Van Dyke’nin öğretmenlik mesleğiyle ilgili şu cümlelerini paylaşarak başladı: “Ya öğretmenliğe ne dersiniz? İşte o, mesleklerin en az kazanç getireni, fakat insanı en çok mükâfatlandıranıdır. Eğer onu sevmiyorsan asla girmeye cesaret etme… Büyük çoğunlukla ne servet ne de şöhret vaat eder, yalnız kendi hatırı için onu sevenlere insanlığın asalet unvanını bahşeder. Gençleri kurtaranlar, onlara yol gösterenler adsız öğretmenlerdir. Gösteriş yapmaz, güçlüklere gönül rızası ile katlanır. Altın madalyalar verilmez. O karanlıkların sınırlarında cehaletin, cinnetlerin siperlerine hücum eder. Görevinde sabırlıdır. Gelecekte kendilerinin de yolunu aydınlatacak, onlara hız verecek pek çok meşaleler ateşler. Öğretmenin mükâfatı budur. Demokrasi asilleri arasında insanlığın hizmetkârı, kendisinin sultanı ya da hükümdarı olmaya layık tek insan öğretmendir. Meçhul öğretmenin önünde saygı ile eğiliyorum.”
İnsanlık tarihi boyunca toplumların en önde gelen isimlerinin öğreten konumunda olduklarını belirten Coşkun, öğretme halinin sistematik bir şekilde okul sıralarına sıkıştırılmasının mantıklı olmadığı gibi mümkün de olmadığını belirterek, “Bu yüzden eskiden beri kırsalda kararsız kalınan her konuda herkes öğretmenin kapısını çalar. Toplumların öğretmenlere biçmiş olduğu bu rol, zaman zaman -sıklıkla da bu aralar- bazı talihsiz açıklamalarla gölgelenmeye çalışılsa da, bizler biliyoruz ki, güneş balçıkla sıvanmaz” dedi.
Şimdiye kadar olduğu gibi, bugünden sonra da bütün mücadelelerinin, başta öğretmenlerimiz olmak üzere, tüm eğitim çalışanlarının hak ettikleri itibarı yakalamak üzerine olacağını kaydeden Coşkun, başkalarının öğretmenler için kullandıkları tanımların hiç önemli olmadığını, asıl önemli olanın öğretmenlerin kendilerini nasıl tanımladıkları olduğunu söyledi.
Coşkun, şöyle devam etti: “Biz okuyacağız, kendimizi geliştireceğiz, toplumun fikir sorduğu insanlar haline geleceğiz, vazgeçilmez olacağız.”
Memur sendikacılığının tarihinin çok eskilere dayanmadığını, buna rağmen geldikleri seviyenin küçümsenecek bir seviye olmadığının bilinmesi gerektiğini ifade eden Coşkun, “Sendikal örgütlenmenin gerek kazanımlar gerek etki gücü gerekse de üye sayısı itibarıyla istenen düzeyde olduğu iddiasında değiliz. Ama şunu çok iyi bilmek gerekir ki, il özelinde veya bakanlıklar seviyesinde sendikaların olmadığı bir Türkiye’de memurların sesi olabilecek tek bir yapı bulunamayacaktı. Bu sese ses katmak, yanlışlara yanlış diyebilmek için haykırmak sizlerin desteğiyle mümkün olacaktır” şeklinde konuştu.
Coşkun, gecenin hazırlanmasında emeği geçen Mustafa Ali Çopur’a, Ömer Salih Ünlü’ye, Zübeyir Zorlu’ya, M. Emin Tapan’a, Grup Nevara’ya ve M. Sami Alkış’a, teşekkür ederken, göreve yeni başlayan öğretmenler başta olmak üzere, tüm eğitim çalışanlarına çalışmalarında başarı diledi.
Geceye, İl Emniyet Müdürü Mehmet Likoğlu, İl Milli Eğitim Müdürü Ahmet Pala, Vakıflar Bölge Müdürü Müslüm Tüysüz, İş-Kur İl Müdürü Necdet Karasevda, İl Sosyal Etüd Proje Müdürü Abdulkadir Aykut, Memur-Sen’e bağlı hizmet kollarının başkan ve yöneticileri, Kanal Urfa Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Toru, Şanlıurfa basınının duayen isimlerinden Naci İpek, Şanlıurfa Bedensel Engelliler Derneği Başkanı Veysi Fırat, Şube kurucu üyelerimizden İhsan Şenocak, Kurucu Genel Başkanımız merhum Mehmet Akif İnan’ın kardeşi Opr. Dr. Ahmet İnan, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, il milli eğitim müdürlüğü yöneticileri ve eğitim çalışanları katıldı.