Haber
2024-10-10 16:24:19
BİZ NEREDE YANLIŞ YAPTIK

Akranları üniversite kampüsünde sohbet eden, amfide ders dinleyen, salonlarda etkinlik icra eden 19 yaşında genç bir erkek yine kendi yaşıtı iki genç kadını, İstanbul gibi bir şehirde, gün içinde yarım saat arayla sokak ortasında katledip sonra da kendini öldürüyor. 

 

Olaya ilişkin kan donduran videolar, her yaştan izleyicinin kolayca erişebileceği şekilde medyaya servis ediliyor. Katilin babası, polise verdiği ifadede oğlunun beş kez psikolojik tedavi gördüğünü, iki kez kaybolduğunu ve daha önce de kendini öldürmeyi denediğini söylüyor; yine basına yansıyan haberlerde, şahsın odasında, işlenen cinayetleri tasvir edercesine kafası ile vücudu birbirinden ayrılmış ve vücudu parçalanmış kadın resminin bulunduğu söyleniyor.

 

İşlenen bu vahşi cinayetlerin ardından endişesi artan kadınlar, kendilerini güvende hissetmek adına internet üzerinden biber gazı ve elektro el feneri gibi ürünlere talep gösterince, böylesine elim bir olayı bile fırsata çevirmeye çalışan rantperest firmaların, ürün fiyatlarını iki katına çıkardıkları tespit ediliyor.

 

Böyle bir denklemde soru(nu)muz şu: Suçlu kim? 

Düğmeyi nerde yanlış iliklemeye başladık?

Sağlıklı nesillerin beşiği olması gerekirken yalnız ve hastalıklı bireyler yetiştiren aile kurumu mu? 

Yaraya merhem olması gerekirken evlatlarımızın ihtiyaç ve beklentilerine kör kalan eğitim sistemi mi? 

Can, mal ve ırz güvenliğimizin teminatı, güvenli şehirlerin mimarı olması gerekirken zafiyet gösteren kolluk teşkilatı mı? 

Hukuka ve adil yargıya olan güvenin inşacısı olması gerekirken insanlar için artık erişilmesi güç, tatlı bir ütopyayı temsil eden yargı mı? 

Doğru, yararlı ve güvenilir bilgiye ulaşmamıza hizmet etmesi gerekirken daha çok tıklanma ve izlenme kaygısıyla yarayı ifşalayan, afişe eden medya sektörü mü? 

Talebe uygun arzı üreterek toplum refahını sağlaması gerekirken korkularımız üzerinden bile rant devşiren piyasa mı? 

 

Günlerdir ülke gündemini meşgul eden, kamuoyunun vicdanını kanatan, toplumsal huzuru ve barışı zedeleyerek infiale sebep olan mezkur hadise ne yazık ki ilk kez yaşanmıyor; benzerlerine ve hatta daha vahim örneklerine defalarca şahit olduğumuz bu şiddet sarmalı giderek büyüyor. Televizyonda görünce kanalı değiştirmek, gazetede rastlayınca sayfayı çevirmek, internette karşılaşınca sekmeyi kapatmak asla çözüm olmadığı gibi şiddeti kanıksamamıza ve çaresizliği öğrenmemize yol açıyor. 

 

Bu bağlamda, olaylar karşısındaki tepkimiz, olayın kendisinden daha büyük bir soruna işaret ediyor: 

 

Kötülüğün Sıradanlaşması  

 

Kadına yönelik şiddet konusunda ürettiğimiz formüller de çoğu defa yüzeysel ve lokal kalıyor. Galeyana gelip toplum olarak anlık öfke patlamaları yaşıyor; siyasi görüşümüze, kültürel değerlerimize, kişisel tercihlerimize göre belirlediğimiz “kötüleri” hedefe oturtup vicdanımız rahatlayana kadar veryansın ediyoruz. Bunu yaparak aslında şiddet ağacının dallarını buduyor ama köklerini kurutmaya güç yettiremiyoruz. Günün sonunda dalları budanan şiddet daha da büyüyor, yayılıyor ve gürleşiyor. 

 

Oysa felaketin tekrarlanmaması için “amasız, fakatsız, sıfır tolerans” ilkesiyle; akla yatkın, sistematik, uzun ömürlü ve bütüncül politikalara ihtiyacımız var. 

Keza ortaya konulan politika önerilerinin ne kadar çok sosyal ortağı olursa, etki alanının da o denli genişleyeceğini gözden kaçırmamalıyız. 

 

Böylesi vahim tabloların artık karşımıza çıkmasını istemiyorsak toplumun; en küçük yapı taşı olan aile kurumuyla, eğitim sistemiyle, yargı ve emniyet teşkilatlarıyla, medyası ve piyasasıyla, sosyal diyaloğun olmazsa olmazı örgütlü gücün membaı sivil toplum kuruluşlarıyla hâsılı tüm aktörleriyle bir bütün olarak samimi bir seferberliğe paydaş olması ve elini cesurca taşın altına koyması gerekmektedir. 

 

Bu vesileyle, hayatını kaybeden genç kızlarımıza Allahtan rahmet, kederli ailesine başsağlığı diliyor; şiddetin kökten kuruduğu, coğrafyamızdan tamamen silinip yok olduğu yarınların bir an evvel gelmesini umut ediyorum. 

 

Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı

Sıdıka Aydın

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen