Okullar ve öğretmenler konusunda eskiye özlem duyan hiç kimse şu anki açmazların sebepleri arasında kendilerini saymıyorlar. Yaşanan hiçbir sorunda sorumluluk kabul etmeyen bürokratik anlayış her zaman kolaya kaçarak suçu öğretmen ve yöneticilere atıyor. Senelerden beridir Bakanlık düzeyinde devam eden itibarsızlaştırma, velileri okullara karşı kışkırtma ve yönetmeliklerle uygulama alanını daraltma eğitim sorunlarını içinden çıkılmaz bir hale getirdi. Ne yazık ki, bu politikasızlığın sonuçları okullara yapılan saldırıları arttırmış, suça meyilli öğrenciler için rehabilite edici hiçbir önlem alamayan yönetici ve öğretmenler veliler tarafından hakarete ve darp girişimlerine maruz kalmıştır.
Bu anlaşılmaz politikaların sonuçları ilimizde en son adından sürekli başarıları ile söz ettirmiş Vakıflar 2002 ilkokulu/ortaokulu yöneticilerini mağdur etmiştir. Okuldaki başarı ve huzur ortamını korumaya çalışan okul yönetimi, bir taraftan öğrencilerin motivasyonunu arttırmaya çalışırken, diğer taraftan bu ortamı bozabilecek her durum için önlem almışlardır. Okuldaki birçok öğrenciyi darp eden, sınıf ortamında öğretim yapılmasını engelleyen bir çocuğumuz ve bütün çağrılara rağmen okula gelerek yardımcı olmayan velileri için şu anki “İlköğretim Kurumları Yönetmeliği” uygulanabilir hiçbir yaptırım içermemektedir. Biz sendika olarak öğrencilerimizin her ne şartta olursa olsun eğitim ortamına kazandırılmasını önemsiyoruz. Bunu sağlamak için eğitimde ödül – ceza dengesinin iyi ayarlanması gerekmektedir. Eğitimin içinde olmadığı halde eğitimcilerden daha fazla konuşan kimi aymazlar, ödülün de cezanın da temel mantığının öğrencileri eğitim ortamına kazandırarak eğitim yuvasının içinde tutmayı amaçladığını bilmediklerinden cahilce konuşabiliyorlar.
Okul yönetiminin, yönetmelik gereği bir öğrenci hakkında verilen öğretmen ve öğrenci dilekçeleri sonrasında başlattıkları disiplin uygulaması yönetmelik hükümleri çerçevesinde uygulamış olmasına, öğrencinin ailesi okula gelerek çocuğunun yaptıklarından dolayı yöneticilerden özür dilemesine ve çocuğuyla nasıl bir çare bulacağı konusunda kendisinin de şaşkın olduğunu vurgulamasına rağmen bazı eller yargısız infazda bulunarak alışılageldiği gibi okul yöneticilerini suçlu bulmuş. Aile yönlendirmeyle savcılığa şikâyette bulunmuş, yöneticilerimiz de nasıl olsa adaletin önünde gerçeklerin ortaya çıkacağına güvenerek avukat dahi tutmamışlardır. Disiplin cezası alan çocuğumuzla ilgili basın açıklamasında yer vermek istemediğimiz çeşitli iddialarla ilgili olarak yöneticilerimizin okul bütünlüğünde eğitim-öğretim ortamını kalitesini düşürmemek adına attığı adımları, mesnetsiz, şahitsiz, gerçekle ve mantıkla hiçbir ilişkisi olmayan iftiralarla suç duyurusuna konu edinmek tek kelimeyle vicdansızlıktır.
Hâkim karşısında nasıl olsa gerçekler ortaya çıkar diye bekleyen yöneticilerimiz ne yazık ki, iddiaları ispatlayabilecek hiçbir kanıt ortada yokken, hatta suç duyurusuna konu edilen olayla ilgili yöneticilerin şahitleri varken bir şamar da adil, tarafsız, bağımsız mahkemeden yemişlerdir. Yargı yolu kapalı olmak üzere her yöneticiye 3’er bin TL para cezası verilmiştir. İddiaların saçmalığı şu cümlelerde saklı, güya bu çocuğumuza yöneticilerimizden biri bağırmış, diğeri saçlarını çekmiş, okul müdürü de tekme sallamış…Tesadüfe bakın ki, yöneticilerimizin savcıya verdiği ifade metinleri dahil olmak üzere verilen karar, daha yöneticilere iletilmeden cümlesi cümlesine bir internet sitesinde yayınlanmış ve yine öğretmenler topluma düşman olarak işlenmiştir. Eğitime bu kadar düşmanca yaklaşılan bir ortamda, başarı sağlamak mümkün mü takdiri kamuoyuna bırakıyoruz.
Biz sendika olarak öğrencileri dayakla, işkenceyle hizaya getirmeye çalışan bir anlayışın karşısında olduğumuz gibi, artık masal kitaplarında kalan “Eli öpülesi öğretmenler” yalanından da rahatsızız. Şu anda kamu kurumları içerisinde saldırıya açık hale getirilen tek kurum okullarımızdır. Bunun sorumluluğu Milli Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere, TBMM’de, Bakanlar Kurulu’nda, Valiliklerde ve toplumun tüm kesimlerindedir. Sorumluluğu bulunan tüm kesimleri duyarlılık göstermeye çağırıyoruz.