Hükümetin çözüm sürecini başlattığı günden beridir, sürecin yanında, karşısında konumlananlar olduğu gibi, hiçbir fikir beyan etmeyenler de oldu. Ancak PKK’nin belirli bir takvim çerçevesinde Türkiye sınırlarının dışına çıkmasıyla beraber süreci kaşıyanlar boş durmayacaklarını gösterdiler. İmralıyla görüşmelerin hemen akabinde Fransa’da öldürülen Sakine Cansız ve iki arkadaşı, ODTÜ’de hâlâ birçok kişinin anlam veremediği öğrenci olayları, Dicle Üniversitesi’nde BDP’li öğrencilerle HÜDA-PAR’lı öğrencilerin karşı karşıya getirilmeye çalışılmaları, Reyhanlı saldırısı ve saldırının hemen ardından yürüyüşe geçen hazır gruplar, ODTÜ’de Reyhanlı patlaması ile ilgili öğrenci olayları ve özellikle polisle çatışmaları…Son birkaç ayın fotoğrafına bakınca görünen tablo bu ne yazık ki. Dün de Harran Üniversitesi’nde okuyan karşıt görüşlü öğrencilerin kavgası sonucu 3 öğrenci yaralandı. Üniversitedeki kavganın şehir merkezine gerginlik olarak yansıması hiç birimizin görmek istemediği tabloların ve göz altıların yaşanmasına neden oldu.
Demokrasiye, cumhuriyete, özgürlüklere inanmayan, bunun yerine kendi demokrasisini, kendi cumhuriyetini ve sadece kendi özgürlüklerini isteyen, kendilerini hâlâ devletin asıl sahibi olarak gören kesimler, üniversitelerdeki hassasiyetleri kaşıyarak, vatandaşları Suriyeli mültecilere saldırtarak, Alevi-Sünni çatışması çıkararak yaşanması muhtemel huzur iklimini bozmaya çalışıyorlar. Bu toprakların kaderi haline gelen çatışma ortamını bugüne kadar besleyenler, Kürt meselesinin çözüme kavuşması ihtimaline karşı mümkünse süreci akamete uğratmak, değilse yeni sorunlar ortaya çıkararak puslu havayı devam ettirmek çabasındalar. Bu kirli emelleri hayata geçirmek için çabalayan dâhili ve harici unsurlar ne yazık ki taşeron bulma konusunda hiçbir sorun yaşamamaktadırlar.
Her şeye rağmen çözüm iradesine sahip olan ve destek veren herkes üzerine düşeni yapmaya devam ediyor. Hafta sonu akil insanların Şanlıurfa ziyareti sırasında edindikleri izlenim, heyet başkanı Yılmaz Ensaroğlu’nun olumlu açıklamaları ve özellikle sanatçı Yılmaz Erdoğan’ın istatistiklerin doğruyu söylemediği, sürece desteğin %100’e yakın olduğunu açıklaması bu milletin barışı ne kadar arzuladığının göstergesidir. Hepimiz şunu çok iyi bilmeliyiz ki; savaşı, kanı ve gözyaşını isteyenler kadar cesur, uyanık ve inatçı olmazsak her kuşak ayrı bir sorunla boğuşmak zorunda kalacaktır.
Bu minvalde üniversitelerimizde okuyan tüm kesimlere yakın öğrenci kardeşlerimizi, sükûnete davet ediyoruz. Üniversitelerde atılacak bir kıvılcımın sonucunun nereye varacağını kimse kestiremez. Üniversite gençlik hareketlerini yöneten, yönlendiren tüm kesimlerin kendi gruplarını provokasyonlara karşı uyarmaya davet ediyoruz.